Haberi alan çevremdeki eş, dost, akraba hepsi aramaya başladı üzülme geçer, Allah daha büyük dert vermesin, daha yaşın genç atlatırsın vb. sözler sanki hepsi aynı örgütün üyesiymiş gibi benzer kelimeler kullanıyorlardı ama hepsinde moral verirken vedalaşma cümleleri vardı. Kısacası benden hakkımı helal etmemi istiyorlardı. Bende onlara inat sabrederek bu hastalığı nasıl yenerim savaşını vermenin gayretindeydim, kendimi hazırlamıştım sırada hastane ekibine ve doktorlara güvenmek vardı. Bana ne derlerse, nasıl tedavi etmek isterlerse her şeye razıydım, kobay olarak kullanacağız seni deseler ona bile razıydım kısacası hani babalar çocuklarını okula yazdırdıktan sonra öğretmene; – “Eti sizin kemiği benim, artık size emanet.” Derler ya. Bende adeta kendimi hastane ekibine teslim etmiştim kendimi, ne derlerse harfiyen yapacaktım çünkü çaresizim ne yapılacak ne olacak bilemiyorum ama şuna inanmıştım bir kere hastane ekibinin beni karşılamasından ilgisinden dolayı bu hastalığı yeneceğime daha çok güvenim ve inancım oldu ve kendimi hastane ekibinin ellerine bıraktım öyle ya bakılması gereken 28 yaşında bir bebek vardı artık. Bilinen tedavi aşamalarından sonra, günden güne erimeye başladım, kök hücre nakli olacağım zaman aldığım yoğun kemoterapiden sonra hastanede odamdayım, lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkamak için yüzümü yıkarken ellerime saçlarım, kaşım, kirpiklerim kısacası ne varsa her şey dökülmüş ve elimdeydi inanamadım korktum bir kere, aynaya bile bakmadım bakamazdım ki aynanın karşısında nasıl bir adamı göreceğimi bilemiyordum, sonrasında tekrar elimle yüzüme su çarptığımda yine her şey ellerimdeydi işte, bu rüya değil gerçeğin ta kendisiydi saçlarım, kirpiklerim, sakalım her şey bitmişti artık havlu ile yüzümü kurularken hala aynaya bakamıyor korkuyordum. Yüzümü kuruladıktan sonra havluda bile vardı bütün tüyler. Nereye baksam aynı şeyi görüyor gibiydim ve artık aynaya baktığımda gerçekten tanımadığım birisi vardı kim mi dersiniz işte o 28 yaşındaki bebek vardı saçı, sakalı olmayan.
Bir önceki yazımız olan KANSER HASTASININ YAŞADIKLARI (DUYGUSAL) #2 başlıklı makalemizde barkot, başından ve beklemek hakkında bilgiler verilmektedir.
Murat Aydın